Wednesday, August 01, 2007

DEMOKRASİNİN NİMETLERİ: NOHUT, KÖMÜR ve KUŞ SÜTÜ

NOHUT:

Türkiye, dünyada NOHUT üretiminde, Hindistan ve Pakistan’dan sonra üçüncü gelmektedir. Yıllık rekolte 1,000,000 ton civarındadır.

Fabaceae familyasından olan NOHUT, genelde yurdumuzda SULU YEMEK olarak tüketilmektedir. NOHUTLU PİLAV olarak, ya da PİLAV ÜSTÜ NOHUT şeklinde tüketilmesi de söz konusudur ama NOHUT esasında, KAVRUK şekliyle LEBLEBİ adını, EZİLMİŞ hali ile de HUMUS adını alarak tüketilirse de, OLİGARŞİK HUMUS olarak da SOFRAlarda yerini alır. OLİGARŞİK HUMUS yememiş şanslı bir insanım ben:

Şamlı arkadaşım ile İKTİSAT ve KONSTRÜKSİYON BAKANInı ziyarete gittik. Bir hayli sohbetten sonra, bakanı BAŞKAN çağırdı ve bakan da bize:

‘-Ben biraz sonra gelirim’ diyerek bizi MAKAM ODASInda bırakarak gitti BAŞKANın yanına.

Arkadaşım da ÇİFTLİK EVİne telefon ederek;

‘-Bu gün iki tane önemli misafirim var, biri BAKAN diğeri Türk bir arkadaşım, HUMUSUN HASInı yapın, KRAL TARAFINDAN’ diyerek.

Bakan gelince, bize katılan birkaç kişi ile birlikte, yola çıktık, ÇİFTLİK EVİne gelinceye kadar, arkadaşım yol üstünde sayısız yerde durarak MÜKELLEF bir SOFRAnın alt yapısını çoktan hazırlamıştı bile.

Yalnız KUŞ SÜTÜ yoktu SOFRAda. Henüz KUŞLARın YUMURTADAN ÇIKMA ZAMANI olmadığı için, YAVRU KUŞ da ANA KUŞUN GURSAĞIna gagasını sokup KUŞ SÜTÜnü ememiyordu, YOK YOKTU da yine de KUŞ SÜTÜ yoktu… Belki de sadece KUŞ SÜTÜnün eksik olduğu bu SOFRAdan ben AÇ kalkıyordum, sadece bir tek muz yiyip bir TEK ARAK ile:

● %23’ü protein, %64’ü karbonhidrat olan NOHUTtan yapılan HUMMUSun %80’i ARAP YAĞI idi. Hiç yemedim.

● KUZU ÇEVİRME, koca bir SİNİ içindeki %50si ARAP YAĞI olan PİLAVin üstüne konmuş, herkes eli ile AVUÇ AVUÇ yiyordu KUZU + PİLAV karmasını, ellerinden vıcık vıcık ARAP YAĞI akarak. Hiç yemedim.

● Başka hiçbir şey yemedim, bu MANZARA karşısında, 8 saat aç kaldım OLİGARŞİ SOFRASInda.

● İlerleyen saatlerde sadece SU içtim ARAK niyetine, zira SEK olarak içilen ARAK da SU rengindeydi, onu içtim bol bol SAHTE ARAK içtim onca zaman.

● Sadece KUŞ SÜTÜnün eksik olduğu OLİGARŞİ SOFRASIndan AÇ kalktım.

NOHUT genelde bir VEJETERYAN yiyeceği olmasına karşın, çeşitli nedenlerle PLÜTOKRASİnin bazı kesimlerince yenmez:

● PLÜTOKRASİnin en önemli varyantı olan POSTMODERNİST MAGAZİNin KONU MANKENLERİnin NOHUT yediği görülmüş değildir. İçindeki %6 oranındaki ŞEKER onlara ACI gelir, VICIK VICIK dedikodu yapamazlar.

● PLÜTOKRASİnin TEKELCİ MEDYA tarafı, doğası gereği, YABANCI MUTFAKtan beslenir. NOHUT ya da HUMMUS yemezler.

● TEKELCİ MEDYAnın KALEM TUTAN ELLERİ, yemediği NOHUTa MERSİYELER düzer: NOHUTun FAZİLETLERİ…

● PLÜTOKRASİnin medarı iftiharı II. CUMHURİYETÇİLER, NOHUTta yer, HUMMUS da, yeter ki FİNASMAN sorunu olmasın, FİNANS KAPİTAL küsmesin.

● PLÜTOKRASİnin DEMOKRAT AYDINLARI, ERKe METHİYE düzmekten, Mustafa Kemal’e DEMOKRASİ DERSİ vermekten, Yurtseverlere de GLOBALİZM NİMETLERİ anlatmaktan, BÖLME yapmaktan NOHUT yemeye vakit bulamazlar.

● PLÜTOKRASİnin POSTMODERNİST-POLİTİK OLİGARŞİSİ,

● MAGAZİNSİZ,
● YABANCI MUTFAKSIZ,
● TEKELCİ MEDYASIZ,
● II. CUMHURİYETÇİLERSİZ,
● DEMOKRAT AYDINLARSIZ, ve de
● NOHUTSUZ asla YAŞAYAMAZ…

OLİGARŞİK NOHUT:

Belirli dönemlerde, özellikle SEÇİM DÖNEMİnde, diğer HALK TİPİ gıda maddeleri ile işbirliği yapan, OLİGARŞİnin önemli bir varyantıdır.

KÖMÜR:

Yurdumuz, KARA ELMAS denilen KÖMÜR zengini bir ülkedir. Kömürün, yurdumuz enerjisini yaklaşık 200 kadar karşılayacak bir rezervi vardır.

Kömür FOSİL bir ENERJİ KAYNAĞIdır. Bu nedenle ömrü sınırlıdır.

Fosil ENERJİ KAYNAKLARI, bu günkü MEDENİYET SEVİYEMİZe gelmemizde, FABRİKALAR, BİNALAR, SANTRALLAR, TRENLER, GEMİLER ve UÇAKLAR yapmamızda en büyük katkıyı yapmışlardır. SANAYİ DEVRİMİ 1860 yılından bu yana FOSİL ENERJİ KAYNAKLARInın katkısı ile gerçekleşmiştir. KÖMÜR, PETROL ve DOĞAL GAZ birer FOSİL ENERJİ KAYNAĞI olarak MEDENİ DÜNYAnın itici gücü olmuşlardır.

Fakat, her faydalı İLAÇ gibi FOSİL ENERJİ KAYNAKLARInın da YAN ETKİLERİ, çevreye ve insana verdiği zararlar ortaya çıkmış, bu nedenle kullanımları da yeni TEKNOLOJİK UYGULAMALAR gerektirmiştir. Konumuz olan KÖMÜR, bundan böyle TEMİZ ENERJİ ve KÖMÜR TEKNOLOJİLERİ uygulanarak, GLOBAL ISINMAya neden olmadan, ÇEVREYE ZARAR vermeden kullanılmak zorundadır.

KÖMÜR tam yandığı zaman, CO2 (Karbon Dioksit) gazı meydana gelir. Bu gaz, yani CO2 gazı havada bulunan bazı element ve bileşiklerle birleşerek H2NO3 (Nitrik Asit) veya H2SO4 (Sülfürik Asit) şekline dönüşür, ASİT YAĞMURU olarak geri döner. Çevreye ve insan sağlığına son derece zararlıdır, ölümcüldür.

KÖMÜR tam olarak yanmadığı zaman da CO (Karbon Monoksit) gazı meydana gelir, zehirlidir ve ölümcül etkisi vardır.

TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ ile KÖMÜRün bu olumsuz etkisinden kurtulup:

● TEMİZ KÖMÜR,
● TEMİZ ENERJİ,
● TEMİZ ÇEVRE ve,
● TEMİZ İNSAN sloganlarını hayata geçirmek mümkündür.

Dünyadaki en büyük KÖMÜR REZERVLERİ, Çin, ABD, Rusya ve Avustralya’da bulunmaktadır.

ABD enerjisi %80 oranında dışa bağımlı olan bir ülkedir. Ancak, kendisine 300 yıl kadar yetecek KÖMÜR REZERVLERİ bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan elektrik enerjisinin %63’ü KÖMÜRden elde edilmektedir. Bu oran, önümüzdeki yıllarda daha da artacaktır.

ABD, bilindiği gibi, GLOBAL ISINMA konusunda en büyük girişim olan KYOTO PROTOKOLUnu imzalamamış olup ÇEVRE SORUNUnu, şimdilik BUSH PROTOKOLU ile idare etmektedir. Ancak, ABD TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ konusunda DÜNYA LİDERİdir:

● KÖMÜRden HİDROJEN elde etmektedir.
● HİDROJEN birim başına enerji değeri çok yüksek bir yakıttır (Qhidrojen = 30,000 KCal/Kg, Qlinyit kömürü = 2,000 KCal/Kg, Qdoğal gaz = 12,000 KCal/Kg)
● HİDROJENin yanması sonucu H2O yani TEMİZ SU meydana gelir, çevreye ve sağlığa hiçbir zararı yoktur.
● HİDROJENin YAKIT HÜCRESİinde (FUEL CELL) parçalanması sonucu ELEKTRİK ENERJİSİ + SU meydana gelir.
● ABD’indeki 20 kadar eyalette NÜKLEER ENERJİ SANTRALLARI yasaklanmıştır. Yeni hiçbir NÜKLEER ENERJİ SANTRALI yapılmamaktadır. ABD’indeki THINK-TANKlar, NÜKLEER ENERJİ SANTRALLARInın TOPLUMSAL MALİYETİnin çok yüksek, YATIRIM MALİYETİnin 3 veya 4 katı, olduğu konusunda FEDERAL HÜKÜMETİ ikna etmişlerdir, bu nedenle de yeni bir NÜKLEER ENERJİ SANTRAL YATIRIMI yapılmamaktadır.

Şimdilik, KÖMÜRden, yani FOSİL YAKITLARdan HİDROJEN elde edilmektedir. HİDROJEN elde edilmesinde, YENİ ve YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI olan GÜNEŞ, SU, RÜZGAR, DALGA, BİOKÜLE, ATIKLAR gibi kaynakların EKONOMİK olarak işletilmesine değin FOSİL YAKITLAR birincil ENERJİ KAYNAKLARI olacaklardır, HİDROJEN üretiminde.

ABD FEDERAL HÜKÜMETİ, HİDROJEN ENERJİSİ ile uğraşan her firmaya %50 oranında sübvansiyon sağlamaktadır.

ABD’nde HİDROJEN TEKNOLOJİSİ alanında müthiş yatırımlar yapılmaktadır. SABİT veya MOBİL ENERJİ konusunda, başlamış olan bu yatırımlar AR-GE aşamasını başarı ile geçmiş olup RANTABL YATIRIM SAFHASIna gelmiştir. Yakın gelecekte, Petrol ve doğal gaz rezervlerinin hızla azaldığı bir sırada, ABD tarafından uygulanacak olan ULUSAL ENERJİ POLİTİKASI, çeşitli yollarla ULUSLARARASI ENERJİ POLİTİKASI olarak DÜNYA İNSANLARInin karşısına çıkacaktır:

● KÖMÜR ve TEMİZ ENERJİ olarak.

Yerli OLİGAŞİnin NOHUT ile en önemli bileşeni olan KÖMÜR işte böyle bir KÖMÜRdür: Bırakın TÜRK SEÇMENİne hükmünü dünyaya hükmedecektir.

Ajda Pekkan’ın AMAN PETROL, CANIM PETROLü kaçınılmaz olarak AMAN KÖMÜR, CANIM KÖMÜR olarak PLÜTOKRASİnin POSTMODERNİST MÜZİK HOLLERİnde yerini alacaktır:

‘Aman KÖMÜR, canım KÖMÜR
Artık sana sana muhtacım KÖMÜR
Elinde KÖMÜR, sonunda KÖMÜR
Artık dizginlerim senin elinde KÖMÜR’

OLİGARŞİK KÖMÜR:

Belirli dönemlerde, özellikle SEÇİM DÖNEMİnde, diğer HALK TİPİ ısınma maddeleri ile işbirliği yapan, OLİGARŞİnin önemli bir varyantıdır.

KÖMÜR & HİDROJEN ve TÜRKİYE

Kömürün, doğrudan TEMİZ KÖMÜR TEKNOLOJİLERİ ile kullanımın yanı sıra, HİDROJEN elde edilerek kullanılması farklı teknolojileri gerektirir.

Türkiye’nin hemen her yerinde KÖMÜR vardır. Türkiye’nin KÖMÜR REZERVİ, resmi verilere göre 12,000,000,000 ton, benim çalışmalarıma göre de 16,000,000,000 tondur. Yılda 65,000,000 ton KÖMÜR çıkartılmaktadır. Bu hızla çıkartılan KÖMÜR, 200-250 yıl kadar yurdumuza yetecektir.

Ayrıca, KÖMÜR çıkartılırken KÖMÜR YATAKLARIndaki METAN GAZI (Grizu Gazı) atmosfere atılarak KÜRESEL ISINMAya neden olmaktadır. Bu gazın, KÖMÜR çıkartılmadan, KÖMÜR çıkartılırken ve KÖMÜR çıkartıldıktan sonra da çıkartılması, depolanması ve temizlenerek, aynen DOĞAL GAZ gibi kullanılması mümkündür.

Benim çalışma ve tahminlerime göre, KÖMÜR ile birlikte METAN GAZI çıkartılarak hem KÖMÜRün ömrü uzar hem de yaklaşık 400,000,000,000 ³m tutarındaki METAN GAZI kazanılmış olur. Bu gaz basit kimyasal işlemlerden geçirilerek SENTETİK GAZ haline dönüştürülür ve bu şekilde ENERJİ KAYNAĞI olarak kullanılır.

Türkiye’nin DOĞAL GAZ ihtiyacı 30,000,000,000 ³m/yıl olarak gerçekleşmektedir. Ancak, METAN GAZInın doğrudan çıkartılıp kullanılması rantabl değildir. Fakat, KÖMÜR ENERJİ SANTRALI kurulacak yerlere SENTETİK GAZ ENERJİ SANTRALI kurularak kullanılması, hem KÖMÜRün ömrünü artırır hem de HAVAya giden bu gazdan Türkiye’nin 12 yıllık ELEKTRİK ENERJİSİ elde edilir.

Kalori değeri olmayan KÖMÜRden de HİDROJEN elde edilebilir.

CANOLA, bu gün için KANADA, ABD ve AVUSTRALYA’nın en önemli CO2 emici, O2 verici bitkisi olup BİO-DİZEL ve HİDROJEN elde edilebilmektedir. CANOLA ile GLOBAL ISINMA durdurulabilir ve FOTOSENTEZ yolu ile sağlıklı bir çevre oluşturulabilir.

KÖMÜ HAVZASInda bulunan KÖMÜRden, METAN GAZIndan ve anlatılan şekilde elde edilen HİDROJENden, Türkiye’nin kendine yetecek, hatta komşularına ihraç edebilecek ELEKTRİK ENERJİSİ elde etmesi mümkündür. Bu da, dünyada gelişmekte olan LOKAL ENERJİ ÜRETİMİ anlayışını destekler, NAKİL HATLARI ile iletilen ENERJİ KAYBI sona erer. Bu gün yurdumuzda MÜTHİŞ bir ENERJİ İSRAFI vardır. Nakil hatlarındaki kayıplar, kaçak kullanımlar, bakımsızlık ve işletmelerdeki irrasyonel tutumlar nedeni ile yaklaşık olarak, üretilen enerjinin %40’ı kaybolmaktadır.

Aynı havzada;

KÖMÜR ENERJİ SANTRALI
SENTETİK GAZ ENERJİ SANTRALI
HİDROJEN ENERJİ SANTRALI

Kurularak, Türkiye’nin ENERJİ BAĞIMLILIĞInı giderilirr.

Bu nasıl kurulur ve uygulanır? ULUSAL ENERJİ POLTİKASI ile. Bunu kim uygulayacak? ULUSAL bir HÜKÜMET…

KUŞ SÜTÜ:

Los Angelas’a gitmiştim, birlikte çalışmakta olduğum Kanada – Amerikan firmasının daveti üzerine. Hem Uluslararası Fuar vardı, hem de firmanın dünyadaki bütün distributörlerinin katılacağı bir etkinlik düzenlenmişti.

Akşam saati, Los Angelas kıyısından kayıklara binerek Büyük Okyanus’a demir atmış olan AIM SOLDER YACHT’ına gelmiştik. Herkes BALO KIYAFETİ ile yerini almıştı davette. Uzun süren gecenin eğlencesi de uzun sürmüştü:

‘- Sayın Gömleksiz, özel bir isteğiniz var mı?’

Diye soruyordu, 30 yaşlarındaki Veliaht-Patron. Ben de,

‘- Sayın Goldsmith, SOFRAda KUŞ SÜTÜ bile var, daha ne isteyebilirim ki?’

diyerek mukabele edebilmiştim ki sanki YACHT yıkılırcasına İNSANLAR olanca hızla koşarak, uzak bir KÖŞEde KUYRUK olmuşlardı. Aralarında Veliaht-Patron bile vardı. Bense DÜNYADAN BİHABER, yalnız başıma kalakalmıştım, diğer KÖŞEde. Bu kez imdadıma Kral-Patron yetişti:

‘- Sayın Gömleksiz, niçin KUYRUK olmuyorsunuz?’

‘- Neye KUYRUK olacağımı bilmediğim için herhalde, Sayın Goldsmith’

‘- Lütfen, KUYRUKa girin, memnun olacaksınız’

‘- Sayın Goldsmith, şu KUYRUKun ne olduğunu bilmiyorum ama İNSANLARın müthiş bir istekle KUYRUK olmasını ÇOK ama ÇOK merak ediyorum…’

Servis bitip KUYRUK sona erdiği zaman, ben hala KUYRUKÇU olup KUYRUKa gitmemiştim. Sanırım, KURALLARA AYKIRI olarak ve Kral-Patron’un talimatı ile tarafıma ERGİMİŞ ve SICAK HOLLANDA ÇUKULATAsına batırılmış, şeftali büyüklüğünde AMERİKAN ÇİLEĞİ sunulmuştu… GECENİN ÖZELİ… GECENİN GÜZELİ de Kral-Patron’un tarafıma ikramı idi:

‘- Sayın Gömleksiz, ABD’nin herhangi bir eyaletinde size distributörlük verebiliriz ve size hemen GREEN CARD temin edebiliriz, ne dersiniz?’

‘- Burada yaşamayı da iş yapmayı da düşünmüyorum. Gezmek ve iş seyahati için gelmek benim için daha cazip, Sayın Goldsmith’

Diyerek, ilk ve son defa elime geçen bu fırsata HAYIR demek, belki de hayatımın bir DÖNÜM NOKTASI idi:

‘Havasına suyuna taşına toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim

Lay Lay…

Anadolum bir yanda yiğit yaşar koynunda
Aşıklar destan yazar dağlarda
Kuzusuna kurduna Yunus’una Emrah’a
Bütün alem kurban benim yurduma’

Böyle diyordu Ayten Alpman ‘Benim Memleketim’de…

Daha önce, böylesi bir olayı iki kez daha yaşamıştım ama birisi tam BİZLİKti.

İzmit Köseköy’deki Sabancı Holding kuruluşu olan DUSA tesislerinin açılışını Başbakan Turgut Özal yapmış ve SABANCI KORUSU enfes bir PARTİ için hazırlanmıştı. İş dünyasının bütün ELİTLERi ile TÜRK BURJUVAZİSİnin TEPESİ oradaydı. Biz de MÜTEAAHİT FİRMA temsilcisi olarak katılma şansı elde etmiştik.

Ne olduğunu anlamadan, son derece ZARİF HANIMEFENDİLER ile son derece ŞIK BEYEFENDİLER, aynı bir 100 metre sprinteri gibi, koşarak, çoktan GRİLL PARTY’nin bütün KÖŞElerini tutmuşlar, açıkta kalan bazı o son derece ZARİF HANIMEFENDİLER ile bazı son derece ŞIK BEYEFENDİLER açıkta kalmışlardı. Nasıl olurdu, onların açıkta kalması? Görevlilere hem RÜŞVET hem de TEHDİT savurarak:
‘- Beni tanımıyor musun canım, ben şunum, bunum, bana derhal bir GRILL ayarla!’ ya da;

‘- Bir GRILL için Sakıp Beyi mi rahatsız edeyim?’

Müthiş bir KEYF ile SEÇKİN BURJUVAZİnin GRILL ZİYAFETİni bırakarak GRILL ZAAFİYETİni izlerken, bana gene ‘kurşunlar’ düşmüştü… OLİGARŞİK HUMMUS SOFRASIdan sonra EASTERN GRILL PARTYde de AÇ kalmıştım, ağzımda Ziya Paşa’nın beyti ile:

‘Yiyin beyler yiyin
Aksırıncaya tıksırıncaya kadar yiyin
Bu han-ı iştiha sizindir’

OLİGARŞİK KUŞ SÜTÜ:

KUŞ SÜTÜ kendi başına OLİGARŞİK olduğu için, OLİGARŞİK KUŞ SÜTÜ diye bir şey yoktur. Yalnız KUŞ SÜTÜ, zaman zaman AVAMİ olur ve HALK TİPİ GIDA MADDELERİ ile işbirliği yapar… HALKIMIZa KUŞ SÜTÜ MASALLARI gibi, SEÇİMden SEÇİMe…

Amerikan Burjuvazisi ile bizim ALATURKA URJUVAZİ, kaderde, kıvançta, yemede içmede hep bir paralellik sergiler, böyle hallerde, OLİGARŞİK NOHUT ve KÖMÜR ile PLÜTOKRATİK KUŞ SÜTÜ gibi… Kaderde, kıvançta…

NOHUT ile KÖMÜR yanına KUŞ SÜTÜnü alarak KARŞI DEVRİMi gerçekleştirirler… Onlar erer muradına… Bize ‘kerevetler’…

Yunus Gömleksiz


SÖZLÜK (1)

DEMOKRASİ:

Klasik demokrasi tarifi: Halkın kendi kendini yönetmesidir.

Ben, öyle DEMOKRASİnin SEÇKİNLER YÖNETİMİ olduğuna inanmam. Ne demek, BİLGİ ve KÜLTÜRe göre OY? Profesör’ün oyu, örneğin 10 olsun, Aydın’ın oyu 9 olsun. Sade vatandaşın oyu 1 olsun.

O zaman ne dünyayı, ne de ülkeyi yönetebilirsiniz: KİM KİMden SEÇKİN, ya da KİM KİMden ÜSTÜN tartışması başlar ve bitmez.

DEMOKRASİ bir ARİSTOKRASİ rejimi olup ARİSTOKRASİnin saptadığı kurallara göre, nasıl yönetileceğimiz belirlenir:

● OTOKRATİK mi?
● TEOKRATİK mi?
● BÜROKRATİK mi?
● OLİGARŞİK mi?
● CİCİ mi?
● MAGAZİNSEL mi?
● MEDYATİK mi?
● NOHUTlu mu?
● KÖMÜRlü mü?

Ve asla,

● KUŞ SÜTLÜ mü? Sorusu sorulmaz, DEMOKRASİLERde, zira KUŞ SÜTÜ her zaman yerini bilir: OLİGARŞİnin ve PLÜTOKRASİnin yanındadır:

● DEMOKRATLARın yanındadır: Mustafa Kemal’i eleştiren DEMOKRATLARın,
● BİZİM ASKER, DEMOKRATın ASKERİ değildir: Vurun ASKERe
● TRAFİKTE DEMOKRASİ aramaz DEMOKRAT: Zavallı sürücüler
● İNSAN HAKLARInda DEMOKRASİ aramaz DEMOKRAT: Benim hakkım ne olacak?
● GELİŞMİŞ ÜLKE aramaz DEMOKRAT: Herkes çalışsın, kazansın ve gelişsin.
● ULUSAL hiçbir şey istemez DEMOKRAT: Yaşasın GLOBALİZM.
● GLOBAL ISINMA, ÇEVRE KİRLİLİĞİ umurunda değildir DEMOKRATın: Benden sonra tufan.
● ULUSAL ENERJİ POLİTİKASI istemez DEMOKRAT: ULUSAL mı kaldı dünyada.
OY DEMOKRATLARInın yanındadır: ÇOK OY her şeye yeter,

OLİGARŞİ:

Grup yönetimi. Azınlık yönetimi. Militarist Oligarşi, Bürokratik Oligarşi, Aristokratik Oligarşi, Kapitalist Oligarşi v.b gibi.

Nohut + Kömür de diğer yaşamsal maddeler içinde azınlıktır, ama gücünü göstermiş ve OY almıştır. Buna NOHUT & KÖMÜR OLİGARŞİSİ denmektedir.

PLÜTOKRASİ:

Gruplar yönetimi. Seçkin gruplar yönetimi. Oligarşilerin bir araya gelerek yönetmesidir.

Plütokrasi 1: Yabancı sermaye ve finansman çevreleri: IMF, Dünya Bankası, Uluslar arası Fonlar, Uluslar arası Borsalar v.b. ve Yüksek kar ile yerli işletmeleri kapatan sermaye ve finansman kuruluşları.

Plütokrasi 2: Yerli sermaye, ama yabancılar ile işbirliği yapan sermaye

Plütokrasi 3: Postmodernist (Dejenere) Sanat ve Eğlence Dünyası, dahası Postmodernist Magazin dünyası.

Plütokrasi 4: Demokratlar: Demokratlıklarını, Uluslar arası sermayenin ve yerli işbirlikçilerinin HAKLARI için kullanan YAZAR, ÇİZER, DÜŞÜNÜR, DÜŞÜNMEZler. Gazi Mustafa Kemal’i, yurtseverleri, namuslu aydınları DEMODE diye niteleyen, GLOBALİMZden beslenen DEMOKRATİK (!) AYDINlar.

Plütokrasi 5: Artık bu CUMHURİYET vaktini doldurdu diyen II. CUMHURİYETÇİler. Bütün gazetelerin KÖŞElerini tutmuş olan TEKELCİ MEDYAnın KALEMŞÖRLERİ. Plütokrasi 4 ile yakın akrabalıkları vardır.

Plütokrasi 6: Bölücüler. Bunları herkes biliyor. Plütokrasi 1, Plütokrasi 2, Plütokrasi 3, Plütokrasi 4, Plütokrasi 5 ile çok yakın ilişki içindedirler. BÖL ve YÖNET TAKIMI.

Plütokrasi 7: Nohut ve Kömür Oligarşisi. Plütokrasi 7 seçimden seçime değişmesine rağmen, bu seçimde tercihini NOHUT ve KÖMÜR OLİGARŞİSİnden yana kullanmıştır.

ARİSTOKRASİ:

Seçkinler seçkini olup, her dönem ve devirde DÜNYA YÖNETİMİ ondan sorulur. OLİGARŞİ ve PLÜTOKRASİnin EN TEPESİ olmasına rağmen MONARŞİLER ile DEMOKRASİLER bile ARİSKTOKRASİ olmadan YÖNETEMEZ, SAVAŞ ÇIKARAMAZ, TEKEL KURAMAZ, GLOBAL OLAMAZ, SÖMÜREMEZ, yani onsuz dünyada hiçbir şey olmaz. DÜNYAYI ARİSTOKRASİ YÖNETİR…DEMOKRASİ GEÇİNİR…